Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Çocuklar kıracak biz eğiteceğiz…

Evinize yeni bir koltuk takımı aldınız ya da yeni bir halı. Çocuğunuz çikolata veya meyve suyunu halının üzerine dökerse ne yaparsınız?
Diyelim ki dayak attınız, ya da bağırdınız. Böylece çocuğu terbiye etmiş mi olursunuz? Bu olaydan çocuğunuz ne öğrenmiş olur? Sorunun cevabını ben vereyim. Maddenin insandan daha önemli olduğunu, eşyaları kırmanın ya da kirletmenin kalbi kırmak ya da kirletmekten daha ağır cezası olduğunu öğrenir. Materyalist çocuk böyle yetişir zaten.
Misafirleriniz göstermek (!) için teşhir ettiğiniz fincan – tabak takımınızdan bir parçayı kıran çocuğunuza attığınız şamar çocuğunuzun kalbindeki “madde” sevgisini büyütmekten başka bir şeye yaramaz. “Eşya insandan önemlidir” cümlesini çocuğunuzda yaşam biçimi haline getirmenin en bilinen yönetimidir bu.
Eşyayı seven değil, insanı seven bir nesil yetiştirmek istiyorsak, diploma sahibi robotlar değil de düşünen ve üreten bilim adamları, dahiler yetiştirmek istiyorsak, çocukların kırdığı bardaklar bile bunun için büyük bir fırsattır.
* * *
Bir bilim adamının tip konusunda yeni ve çok önemli buluşları olmuştu. Bir gazete muhabiri röportaj yaparken kendisine, ortalama bir insandan nasıl olup da daha farklı ve yaratıcı bir insan olduğunu sormuş. Kendisini diğerlerinden ayıran özellik neymiş?
Bilim adamı bu soruyu ”iki yasındayken annesinin yasadığı bir deneyim nedeniyle” diye yanıtlamış.
Bilim adamı buzdolabından süt şişesini çıkartmaya çalışırken, şişe elinden kayıp yere düşmüş ve ortalık süt gölüne dönmüş. Annesi mutfağa geldiğinde, ona bağırmak, söylenmek ya da cezalandırmak yerine, 'Oğlum, ne kadar güzel bir hata yaptın! Daha önce bu kadar büyük bir süt gölü görmemiştim. Evet, olan olmuş. Simdi birlikte burayı temizlemeden önce biraz yerdeki sütle oynamak ister misin?” demiş.
O’da eğilip, oynamış yere dökülen sütle. Birkaç dakika sonra annesi, 'Oğlum, bu tür bir şey yaptığında, bunu senin temizlemen ve her şeyi eski haline getirmen gerektiğini biliyor musun? Bunu nasıl yapmak istersin? Bir sünger mi kullanalım, bir havlu ya da bir bez mi? Hangisini istersin?” demiş.
Çocuk süngeri seçmiş ve birlikte yere dökülen sütü temizlemişler. Daha sonra annesi, 'Biliyor musun, burada yaşadığımız olay, senin iki minik elinle bir süt şişesini taşıyamadığın kötü bir deneyimdi. Simdi arka bahçeye çıkalım ve şişeyi suyla doldurup, senin dolu bir şişeyi düşürmeden taşımanı sağlayalım” demiş.
Küçük çocuk şişeyi boğazından iki eliyle tutarsa, düşürmeden taşıyabileceğini öğrenmiş. Ne güzel bir ders!
Bu ünlü bilim adamı daha sonra, o anda bir hata yaptığı zaman bundan korkmaması gerektiğini öğrenmiş. Yapılan hataların yeni bir şeyler öğrenmek için çok güzel fırsatlar olduğunu anlamış. İşte bilimsel araştırmalardaki deneyler de bu temele dayanır zaten. Bir deney başarısız olsa bile, o deneyden çok değerli bilgiler elde edilir. Halıdaki “leke” yüzünden, kanepedeki “kir” yüzünden çocuklara dayak atmaya hakkımız yok. Eşyayı korumayı öğretmenin “kalp kırmaktan” çok daha faydalı yolları var.
Bazen halıyı kirletecek, bazen kanepeyi lekeleyecek, bazen bardak kıracak, bazen kafasını yaracak, bazen koşarken düşecek, bazen düşerken yıkacak…“Kırmak, dökmek, dağıtmak, yırtmak, boyamak, unutmak, hata yapmak”…
Çocukluk bu değil mi zaten?
“Maddeye insandan çok daha fazla değer veren bir millet olduk!” diye hepimiz şikayet ediyoruz.
Bugünün çocukları, yarının büyükleri olacak.
Bırakın kırsınlar, bırakın dağıtsınlar, bırakın yıksınlar, bırakın döksünler…
Yeter ki biz bu fırsatları doğru değerlendirelim.
Çocuklar kıracak biz eğiteceğiz.


alıntı
Sait ÇAMLICA

Sait beyde bir baba,

annelere sormak lazım bırakın döksünler mi,kırsınlar mı,yıkıp dağıtsınlar mı... ;)


Sait beyde bir baba,

annelere sormak lazım bırakın döksünler mi,kırsınlar mı,yıkıp dağıtsınlar mı... ;)


bence mahsuru yok kırıp döksünler :D

Bi arkadasim anlatmisti.Bir cocuk surekli bi seyi yere atiyormus. Psikolog olan annesi ise "bu sekilde yer cekimini ogreniyor" deyi, atmasina musaade ediyormus.

benimde bi arkadaşım anlatmıştı
almanyada kreşlerde çocukların mama sandalyesine cam kase bırakılıyo kıra kıra kırmamayı öğreniyo ;D
bide 1 yaşındaki çocuğa haşlanmış yumurtayı verip kabuğuyla ellriyle tabağa vura vura kırıyo sonrada kabukların içinden yumurtayı seçip yiyebiliyomuş.hiç kabuk yutmadan :o
biz kırar diye plalstik mama kapları kullanır soyulmuş yumurtayı bile kendimiz yedirriz sonrada böyle hazırcı millet diye şikayet ederiz ::)konu başka tarafa gider gibi oldu ama öyle işte ::) ;)

evet gerçekten öyle,

bizde kız çocuklarına denirki ,kalk su ver abine hatta kardeşine ,

aklım almaz eskiden beri bunu benim,

şimdi engelli arkadaşlarımız bile her işini özellikle kendi yapmaya gayret ederken her işi ya analar ya kızlar yapsın,

sonrada asıl beyin özürlü güçlü kuvvetli kişiler,

yalnız kaldı mı karnını doyuramayan,

yatağını toplayamayan,

öylesine yaşayan sorunlu tipler...

eskiden erkekler böyleydi ama maalesef şimdi de kızlar ,

aman ders çalış birşey yapma sen mantığı ve gerçekten sorunlu bir nesil,

çünkü sorumluluk denen şeyden haberleri yok...


Aile ve Çocuk

MollaCami.Com