Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ezan-ı Muhammedîdeki Muhteşem Sır...,


Ezana Cenab-ı Hakkın verdiği rağbeti bizim kelimelerle anlatmamız zayıf düşer. Ehemmiyeti fevkalade üst seviyededir. Ezan, Medine'de Mescid-i Nebevinin yapılmasından hemen sonra kurumlaşmış, kesinleşmiş bir namaza davet hadisesidir. Ezanın bulunup da böyle adet haline geliş şekli klasik kitaplarımızda, Ashabın rüyalarında gördüğü şeklinde anlatılmıştır. Ezanın esası, mana ilimlerinden hadis-i kudsidir, yani Efendimize gönderilmiş İlahi bir emirdir. Niçin Efendimiz beyan etmemiştir de Ashaba rüyalarında mesaj şeklinde vermiştir? Bunun hikmeti de Efendimizin akıl almaz tevazuudur. Sure-i İnşirah'ta, "Senin ismini kendi ismimle yücelttim" anlamına gelen ayet-i kerimeyi Efendimiz, o kulluk tevazuu ile kendi ağzından beyan etmek istememiştir.

Ezanın varlığı Cenab-ı Hakkın hikmetleri içerisinde, arzın hayatına müsaade etme tarzıdır. Asr-ı Saadette Efendimiz Medine'ye gelip de İslam Devletini kurduktan sonra Allah (c.c.) diyor ki: Bundan sonra insanoğlunun varlığına ancak ezanla müsaade ederim.

Şu gün yeryüzünde inanan inanmayan kim varsa, ezanın dalga dalga semaya yayılması sayesinde vardır. Onların hayattaki müşkülleri aşmaları, havadaki soluğu almaları ezan-ı Muhammedi sayesindedir.

İnsanoğlu coğrafyayı iyi öğrendikten sonra fark etti ki, ezan her dakika okunuyor. 24 saat içinde, arzın yuvarlaklığı dolayısıyla ve her ülkede de mü'minlerin yaygın bir şekilde bulunması dolayısıyla, ta Japonya'da başlayan o saat takvimi içerisinde mütalaa ederseniz; tekrar oraya dönene kadar her dakika arzın bir yerinde ezan okunur. Yani Allah kendisinin ve Resulünün varlığını ilan eder.

Bu, bir tarz kelime-i tevhid, bir tarz kelime-i şehadeti kapsayan çok önemli bir hikmettir. Namaza davet etmek, kurtuluşa davet etmekle tamamlanıyor. Yani Ezan-ı Muhammedi. "Ey insanoğlu işte ben Allah'ım ve işte benim Resulüm. Siz ancak bu gerçeği anlarsanız felâh bulursunuz, dünyanın sıkıntılarından, kasvetinden, mel'anetinden kurtulursunuz" anlamındadır.

Şehirlere baktığınız zaman bir hava kirliliği olduğu gibi, bütün şehirlerin, yerleşim bölgelerinin üzerinde de manevi bir kasvet bulutu vardır. İnsanların günahlarından, insanların Allah'a ve Resulüne karşı saygısızlıklanndan teşekkül eden, ama gözle görülmeyen bir kasvet bulutu vardır ki, bu o kentin, o yerleşim bölgesinin insanını adeta boğar. Allah'a yaklaşmasını engeller. Bu mana kirinin giderilebildiği tek an ezan-ı Muhammedinin okunduğu andır. Onun için mana âleminin bir tepesine çıkıp baktığınız an, o yerleşim bölgesinin üzerindeki o manevi kirlilik bir anda dağılır ve kent görünür. Çünkü o sırada ezan okunuyordur. Ezana sahip çıkmak onun için bu kadar önemli bir olaydır.

Saltanat-ı İlahinin atmosfere nakli ile de hadise bitmiyor. Arzın atmosferinde ses dalgalarının kaybolmadığını çok iyi biliyoruz. O ezan okunduktan sonra, o ezanın ses dalgalan evrenin bütün katlarında çın çın çınlar. Bütün melekleri raks haline getirir ve melekler o ezanın sırrı içerisinde, Cenab-ı Hakka karşı mükellef oldukları niyazlarım, zikirlerini canlandırırlar.

Yani bir yerde bir ezan okunduğu zaman meleklere yeni bir canlılık gelir, yeni bir cereyan gelir. Onun için ezan çok muhteşem bir hadisedir.

Hamdı-ü senalar olsun ki, memleketimizde ezana verilen ehemmiyet, ezana gösterilen saygı, hakikaten Allah'ın lûtfunun, kereminin neden bir türlü memleketimizin üzerinden eksik olmadığının en büyük delilidir. Örneğin, İstanbul'da üç bini geçen camide ezanın okunması, Allah'ın bu milleti kesinlikle bırakmayacağının ve gelecekte hiçbir şerrin bu millete ilişemeyeceğinin büyük bir işaretidir.

Ezanın okunması o yerin Muhammedi yurdu olduğunu gösterir ki, Allah zaten bu yurdu kabul ediyor, başka yurt kabul etmiyor. İnsanlar kendilerini boşuna aldatıyor. Allah dünyaya rahmet etmek istedikçe ezanın okunmasına müsaade ediyor demektir. Rahmetini çekeceği zaman ezanını çeker. Bu o kadar önemli bir şeydir.

Ezanın detayları da çok ince bir hikmettir. Biliyorsunuz, Armstrong, Aya çıktığında Ayda ezan işittiğini beyan etmişti. Sonra, kendisi değil de sekreterleri, "Yok öyle bir şey, bunu Mısırlılar uydurdu" şeklinde tekzip ettiler. Ben Amerika'daki dostlarım vasıtasıyla bu konuyu araştırdım.

Armstrong'u kimseyle görüştürmüyorlar. Yasaklanmış vaziyette. "Sinirleri rahatsız, hasta" diyorlar. Çıksın, "Hayır, yok böyle bir şey" desin. Ama, haysiyetli adam, bunu yapmıyor. Armstrong'un Aya çıkışının televizyondan naklen yayınlanması sırasında ben mürşidimle beraber izliyordum.

Mürşidim olağan ötesi şeyleri hiç konuşmazdı, ama o an bana hiç yapmadığı şekilde tam Armstrong ayağını Aya basarken, "Nurbaki işitiyor musun? Ezan okunuyor" de,.. di. Ben şaşırdım, hakikaten duymamıştım. Duymayışımın şaşkınlığını nasıl ifade ettim bilmiyorum, ama demek ki kendisi duymuştu. Bana da duymak gerekmez. O güzelliğin herkes tarafından alınması nasip değildir. Zira mana ilmi, evrenin özelliklerinden, çok çok derin katlarından bir sır sezip yakalayabilmektir.

Ben bu hadiseyi çok iyi bildiğimden sekiz yıl sonra Armstrong'un Mısır gezisi sırasında ezanı duyunca, "Ben bu sesi daha önce Ayda işittim" demesi benim için bir sürpriz olmadı. Ama, başkaları için gerçekten sürprizdi. Ben bu. olayın canlı şahidiyim. Oradaki inceliği, oradaki güzelliği Cenab-ı Hak yine de kaybettirmedi.

Nitekim Armstrong'un sekreterinin tekzibinden bir süre geçtikten sonra NASA'da görevli Suriyeli bir bilim adamı kara kutu gibi bant kayıtlarını buldu ve Ayda ezan işittiklerini yayınladı. Peki, onun ayak bastığı bir sırada Ayda ezan işitilmesinin hikmeti nedir? Ayda ezan işitildiği gibi evrenin başka bir yerinde de işitilir, ama Aydaki o ezanın Armstrong'a kadar yansıyan maddesel raksı nedir? Her okunan Kur'an'ın, her okunan ezanın, evrenin bütün sonsuzluklarına yayıldığının hususiyeti nedir?

Ay üzerinde Efendimizin çok özel bir tasarrufu vardır. Bunlardan birincisi "Şakkü'l-Kamer sırrı" dolayısıyla, ikincisi ise İlahi hikmetlerin Güneşe, Efendimizin sırının Aya benzetilmesidir. Bu, mana aleminin çok önemli bir hikmetidir. Bu iki sır bir araya geldiği zaman Ayda ezan okunmuştur.
Onk.Dr.Haluk Nurbaki

Allah razı olsun kardeşim çok güzel yazı hazırlamışsınız...

Allah(c.c) razı olsun yazınız için.....yeni üyeyim siteye ne muhteşem bi yer..Allah(c.c) hepinizden hoşnut olsun....

allah cc razı olsun kardeşim güzel bir paylaşım . Fuadesra kardeşim üyeliğiniz hayırlı olsun paylaşımlarınızı bekleriz inşallah..

Mevlam bizlere Ezan-ı Muhammedinin kadrini kıymetini bilmeyi nasip etsin.inş.


Mevlam bizlere Ezan-ı Muhammedinin kadrini kıymetini bilmeyi nasip etsin.inş.

Evliyaullahtan dinlemiştim;''Ezanı Muhammediyeyi asm bizim okuduğumuz gibi Allahu teala ve tekaddes hazretleride bizzat okur bütün aleme.O ezanı horoz duyarda o yüzden sabahları öter! Dikkat edin horoza hiç bir zaman vakitsiz ötmez muhakkak bir sebeble öter,Öterken ''uzkurullah''der,Cenabı Allah ın horoz şeklide meleğide vardır.''
İnşaallah o esanı işitenlerden oluruz...
Selam ve dua ile...


Allah razı olsun kardeşim çok güzel yazı hazırlamışsınız...


Allah razı olsun kardeşim çok güzel yazı hazırlamışsınız...


Mevlam bizlere Ezan-ı Muhammedinin kadrini kıymetini bilmeyi nasip etsin.inş.
Amin inşalllah :)


Mevlam bizlere Ezan-ı Muhammedinin kadrini kıymetini bilmeyi nasip etsin.inş.


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com