Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Resusitasyon nedir? Temel yaşam desteğini öğrenelim!

Resusitasyon(resuscitation), solunumu veya kan dolaşımı durmuş bir kişiye dışarıdan yapılan destekleyici müdahalelerdir. Hayati önemi vardır. Bu müdahalelerin herhangi bir ilaç veya cihaz kullanılmadan yapılan kısmına "temel yaşam desteği" denir.

Burada kısaca erişkin bir hastaya yapılacak temel yaşam desteğini anlatacağım.

Bir trafik kazasına şahit olduğumuzu varsayalım. İlk yapmamız gereken şey, güvenliği sağlamak olmalıdır. Müdahale sırasında hem hastanın hem de kendimizin güvenliğini sağlamamız büyük önem taşır. Hemen ardından hastanın bilinç durumunu kontrol etmemiz gerekir (Mesela "İyi misin?" diye sorabiliriz.)



Sorduğunuz soruya bir şekilde cevap veriyorsa bilinci açık demektir. Elbette bu hastalar için de durumlarına göre yapılması gerekenler olacaktır, ancak burada en yüksek riskli gruba yöneldiğimizden bu hasta grubunu geçiyorum. Bilinç durumunu belirli aralıklarla kontrol etmeyi unutmadan, ikinci gruba geçelim. Bilinci kapalı hastanın solunumu veya kan dolaşımı durmuş olabileceğinden, bunun anlaşılması ve derhal müdahale edilmesi son derece önemli bir konudur.

Bir kişinin solunumunun veya kan dolaşımının durduğunu nasıl anlayabiliriz?

Bir kişinin başını geriye doğru bükmek ve çenesini öne doğru çıkarmak daha rahat nefes alıp vermesini sağlayacaktır. Ayrıca ağzını kontrol ederek, solunum yolunu tıkayan herhangi bir cisim varsa uzaklaştırılmalıdır.



Ancak, hastada boyun travması varsa KESİNLİKLE başını geriye doğru bükmeyi denemeyiniz, aksi halde hastaya yardım etmeye çalışırken hayatını ciddi şekilde riske sokmuş olursunuz! Bu konuda emin değilseniz, hareketi hiç yaptırmamanız daha doğru olacaktır.

Solunum kontrolü "bak, dinle, hisset" adı verilen bir metotla yapılır.



Göğüs kafesinin hareket edip etmediğine BAKarak, hastanın ağız ve burnunu DİNLEyerek ve yanağımızla çıkarılan havayı HİSSETmeye çalışarak solunum kontrolünü yapabiliriz. Yukarıdaki şekilde, bu iş için 5 saniye önerilmiş. Bu işlem, 10 saniyeden fazla sürmemelidir.

Solunumu yoksa veya yeterli değilse veya "iç çekme"ler şeklindeyse,

"İKİ KURTARICI SOLUK" verilir.

Bunun için, her biri 1 saniye sürecek şekilde ve göğüs kafesini yükseltecek kadar, adeta balona üfler gibi, iki soluk verilir. Soluk vermeler arasında, hastanın verilen havayı çıkarması beklenir.

---inşallah yarın devam edeceğim---

teşekkür ederiz, devamını da bekleriz.

Çok yerinde bir konuyla başlamışsınız.Her an başımıza gelebilecek ya da çevremizde olabilecek bir durum bu.Bizim milletimiz genelde kafasına göre takılır böyle durumlarda.Bir çoğumuzun ehliyeti var ama tam anlamıyla ilk yardımı bilmiyorlar .Devamını bekliyoruz ayrıca resimlerle desteklemenizde anlaşılmasına büyük katkı sağlamış.

eline sağlık hekim kardeşim
hakikaten çok faydalı bir konuya değinmişsin..
ALLAH celle celaluhu razı olsun..

temel yaşam destegini ögreniyorum :)

Daha öğrenmemiz gereken bir sürü elzem konu var ;)


Daha öğrenmemiz gereken bir sürü elzem konu var ;)
haklısınız :)

Geçen hafta bir seminere hazırlanmam gerektiği için, ancak bugün yeterince vakit bulabildim. Forum yönetiminden ve katılımcı kardeşlerimden özür diliyorum.

En son, iki kurtarıcı soluk verilmesi işleminde kalmıştık...



Bunun için, baş parmağımız ve işaret parmağımızla hastanın burun kanatlarını kapatarak, ağızdan ağıza her biri 1 saniye sürecek ve hastanın göğüs kafesini normal solunumdaki gibi yükseltecek şekilde iki kurtarıcı soluk verilir.

İkinci soluğa geçmeden önce, hastanın verilen havayı çıkarması beklenir.



Etkili bir soluk verilememesinin en önemli nedeni, uygun şekilde hava yolu açıklığının sağlanamamış olmasıdır. Yukarıda, başın geriye doğru büküldüğü ve çenenin yukarı-öne doğru çıkarıldığı pozisyonun, hava yolu açıklığını sağladığını söylemiştik. Boyun travması yoksa bu pozisyon rahatlıkla yaptırılabilir. Ancak boyun travması ihtimali varsa, baş geriye doğru bükülmeden sadece çene öne doğru hareket ettirilmelidir.

Bu aşamadan sonra nabız kontrolünün mü yapılacağı, yoksa direkt kalp masajına mı geçileceği konusu tartışmalıdır. Sağlık personeli olmayan kişilerin nabız kontrolünü doğru yapamadığı ve bu iş için çok fazla zaman kaybedildiği gerçekleri karşısında, hem AHA hem de ERC nabız kontrolü yapılmadan kalp masajına geçilmesini tavsiye etmektedir.

Kalp masajının etkili bir şekilde yapılabilmesi için, hastanın yumuşak olmayan bir zemin üzerinde yatıyor olması gerekir. Aksi halde, yukarıdan yapacağımız bası etkisiz olacaktır.



Kalp masajını yapacağınız bölgeyi belirlemek için önce işaret parmağı ve ortanca parmak ile kaburgaların alt sınırı belirlenir. Kaburgalar ile iman tahtası denen "sternum kemiği"nin birleştiği yerden iki parmak yukarısına -yani işaret parmağından sonrasına- elin ayası yerleştirilir (Kabaca meme başları hizasına denk gelir).



Diğer el de bunun üzerinde kenetlenerek, kalp masajı işlemine geçilir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, doğru yerden basının uygulanmasıdır. Bası, el ayası ile yukarıda tarif edilen şekilde sternum (iman tahtası) üzerine uygulanır, KESİNLİKLE kaburgalar üzerine uygulanmaz!



Bası işlemi sırasında kollar dirseklerden BÜKÜLMEMELİ, bütün kol omuzdan itibaren DÜZ olmalı ve bası işlemi vücut ağırlığının yansıtılması şeklinde uygulanmalıdır.

Bası miktarı, göğsü 4-5 cm içeri çöktürecek kadar olmalıdır. Basıdan sonra göğsün eski konumunu almasına -eller tamamen kaldırılmadan- müsaade edilmeli, bası süresi ile gevşeme dönemi eşit olacak şekilde ayarlanmalıdır. Bu şekilde dakikada 100 bası yapılmalı ve 30 basıya karşılık 2 soluk verme işlemi uygulanmalıdır.

Bu işlem hasta soluk alıp-vermeye başlayıncaya kadar veya sağlık ekibi gelinceye kadar uygulanmalıdır.

kalp masajını düzgün yapamazsak neler olabilir ???

Değerli rky kardeşim,

Vücudumuzun tüm dokularının, özellikle de beyin dokusunun oksijene ihtiyacı vardır. Bunun için sürekli olarak, akciğerlerimizle aldığımız havadaki oksijenin, kan dolaşımı ile taşınması gerekir. Solunumu ve/veya kan dolaşımı durmuş bir kişide bu işlem gerçekleşemeyeceğinden, dokular, bilhassa beyin dokusu tahrip olmaya başlar. Bu nedenle solunumu durmuş bir kişide hava yolu açıklığının sağlanarak dışarıdan soluk verilmesinin ve kalbi durmuş bir kişiye de kalp masajı yapılarak kan dolaşımının kısmen de olsa sağlanmasının hayati önemi vardır. Beyin dokusunun geri-dönüşsüz hasarı 3-5 dakika içinde başlamaktadır. Hayati önemi olan bu konuda, basit bir eğitimin ardından, herhangi bir araç-gereç kullanmadan uygulanabilecek temel yaşam desteği, bence bir kul hakkı olarak da görülebilir.

tşkler elimden geldigince dikkatimi vererek okumaya çalıştım.
başıma gelirse yararlı olabiliriz inş.


Hastalıklar ve Tedavi yöntemleri

MollaCami.Com