Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sağlıkla ilgili merak ettiğiniz konular var mı?

Değerli zambak kardeşim,

Suprax-DT "sefiksim" içerir. Farmakoloji konusunda temel başvuru kitaplarından biri olan Kayaalp-Tıbbi Farmakoloji kitabında, sefiksimin de dahil olduğu sefalosporin grubu antibiyotiklerin, mide tahrişine bağlı olarak bulantı ve kusma yapabilecekleri yazmaktadır. Ayrıca daha sık olarak, bağırsak florasının bozulmasına bağlı ishallere neden olabilecekleri de belirtilmektedir. Vapodry şurup ise psödoefedrin içerir. Dekonjestan olarak yaygın şekilde kullanılan ve uykusuzluk yapabileceği bilinen bir ilaçtır. Bahsettiğin şikayetlerin, özellikle bağırsak şikayetlerinin, kullandığın ilaçlarla ilgili olduğu anlaşılıyor. Zaten ilacı kestiğinde şikayetlerinin hafiflemesi de bunun bir kanıtı...


sevgili hekim kardeşim çok faydalı ve güzel bilgiler veriyosunuz,Allah Razi ve memnun olsun...
inşllh sıkıntılarınız,dertleriniz geçer...
Allah kolaylık versin...

Hz Allah razi olsun hekim kardeşim.Aynı durumları yaşıyorum lakin ilaçları kullanamıyorum.İlaç kullanmadan da geçmesi hayli zaman alıyor.İlaçları doktor tavsiyesi üzerine almıştım fakat hiç almasaydım dedirttirdi. :)

Değerli bilgilerimizi bizlerle paylaşıyorsunuz şikayetlerimizi azaltıyorsunuz Rabbimde sizin maddi manevi bütün sıkıntılarınızı alsın inş.

Teşekkürler

2,5 yasindaki bir cocougun gunduz uykusu uyumamasi saglik acisindan normalmi?gunde kac saat uyumali?


Değerli sıla kardeşim,

[list]
[*]0-2 aylık bebekler, düzensiz bir şekilde uyurlar; belli bir uyku düzenleri yoktur.
[*]2-4 ay arasında bebekler, yavaş yavaş düzenli bir uyku programına geçerler.
[*]İlk yıl içinde bebekler, 3-4 defalık gündüz uykusunu, 1-2'ye kadar düşürürler.
[*]1 yaşındaki bir bebek, günde 1-2 defa, toplam 2-3 saat gündüz uykusu uyur. Gece ise 11,5-12 saat kadar uyur.
[*]2 yaşındaki bir bebek ise, genellikle 1 defa 1-2,5 saat kadar gündüz uykusu ve 11-12 saat kadar da gece uykusu uyur.
[*]2,5 yaşındaki bebeklerin de, 1,5-2 saat kadar 1 defalık gündüz uykusu ve 11-11,5 saat kadar da gece uykusu uyumaları beklenir. Ancak bu şart değildir. Amerika Ulusal Uyku Vakfı (National Sleep Foundation) gündüz uykularının 2,5 - 5 yaş arasında ortadan kaybolabileceğini belirtmektedir. 2,5 yaşındaki bir çocuğun normalde toplam uyku süresi, 12-13,5 saat kadar olmalıdır. Akşamları yeteri kadar uzun uyuyan bu yaştaki bir çocuğun, gündüz uyumaması normal karşılanabilir.
[/list]

Size sorum ses telleri kasları neden incelir,bu incelen yerlere ekleme yapılması doğrumudur?stresle bağlantılıda denildi.siz bi değerlendirmesini yaparsanız çok sevinirim.


Değerli karçiçeği kardeşim,

Vokal kord atrofisi, genellikle yaşlı kişilerde rastladığımız bir problem. Bunun dışında gırtlağın kuruluğunun, aşırı zorlanmasının (yüksek sesle konuşma) ve bazı gırtlak hastalıklarının da (paralizi gibi) atrofiye yol açtığı bilinmektedir. Gırtlağın kuruluğu tükürük salgısının azalmasına ya da burun tıkanıklığında olduğu gibi sürekli ağızdan nefes alıp vermeye bağlı olarak ortaya çıkabilir. Tükürük salgısı çeşitli nedenlerle azalabilmektedir. Mesela antikolinerjik yan etkili antidepresanların uzun süre kullanılması, tükürük salgısını azaltarak kuruluğa yol açabilir.

Senin de yazdığın gibi temel tedavi konuşma terapisidir. Cerrahi metotlara ise "son çare" olarak başvurulmaktadır.

Bunun dışında, bir iki ufak şey tavsiye edebilirim: Sesini bir süre dinlendir, gırtlağını nemli tutabilmek için de sakız çiğne ve bol miktarda sıvı tüket.

Eğer bir sakıncası yoksa yaşınızı öğrenebilir miyim?

beni çok grip tutuyo antibiyotik kullanmaktan bıktım başka nasıl yenebilirim gribi


Değerli damlahayal kardeşim,

Grip, viral bir hastalık (influenza) olduğu için antibiyotiklerin herhangi bir faydası yoktur. Ancak gribin yol açtığı patoloji nedeniyle gribin üzerine bir bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonu eklenirse, bu durumda uygun antibiyotiklerin kullanılması gerekir.

İnfluenzaya karşı antiviral ilaçlar (amantadin gibi) genellikle hafif vakalarda kullanılmazlar. Semptomatik tedavi dediğimiz, hastanın şikayetlerini azaltmaya yönelik yaklaşım tercih edilmektedir: Ağrı kesici, ateş düşürücü v.s.

Gribe karşı koruyucu aşılar mevcuttur ve riskli gruplarda önerilmektedir. Türk Toraks Derneği, şu gruplarda grip aşısının yapılmasını önermektedir:



Son olarak grip olduğumda ne yaptığımı anlatayım :)

İstirahat, bol sıvı (ıhlamur çayı, meyve suyu v.s.) ve parasetamol + psödoefedrin içeren poşetler (ismini yazarsam reklama girer :) )

Hz Allah razi olsun.verdiginiz cevaplarla endiselerim gitmis oldu.
Mevlam sizinde yardimciniz olsun.

değerli hekim kardeşim bizlere vakit ayırıp sorularımızı cevapladıgınız için allah sizden razı olsun
benimde bir sorum var oğlum çok zayıf yemek yemesine inanamazsınız öyşe güzel yiyo ama kilo alamıyo arkadaşları bile dalga geçiyolar kürdan adam diye buna çok üzülüyo ne yapabilirim?

Değerli karasevdam kardeşim,

Zayıflık bilimsel olarak boy, yaş ve cinsiyet bakımından, bir kişinin ağırlığının, belirlenen normal ağırlıktan daha az olması olarak tarif edilebilir. Bunun için yaş ve cinsiyete göre hazırlanmış, ideal boy ve kilo eğrilerine bakılabilir.

Vücut kitle indeksi (body mass index, BMI) de bir kişinin zayıf ya da şişman olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hakkında bilgi veren ve tüm dünyada yaygın olarak kullanılan bir parametredir. Vücut ağırlığının, boyun karesine oranlanmasıyla bulunur (kg/m2).

Mesela bir kişinin boyu 170 cm yani 1.7 metre ve ağırlığı da 70 kg olsun. Boyunun karesi 1.7 X 1.7 = 2.89 olur ve ağırlığını, boyunun karesine oranlarsak 70/2.89 = 24.2 değeri bulunur.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre (1):

[list]
[*]İdeal BMI (normal): 18.5-25 kg/m2
[*]Zayıf (underweight): <18.5 kg/m2
[*]Kilolu (overweight): 25-30 kg/m2
[*]Obez (obesity): >30 kg/m2
[/list]

olarak değerlendirilir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, toplumumuzda zayıf olma kriteri ile ki genelde toplum BMI 20’nin altında olan kişileri zayıf olarak görür; tıbbi olarak “sağlıksız” kabul edilen “zayıflık” kriterinin (<18.5) aynı olmadığıdır.

Zayıflığın pek çok sebebi vardır. En sık rastlanan sebep, beslenme bozukluğu yani malnütrisyondur. Yetersiz şekilde beslenen bir kişi, yeterli ölçüde kilo alamayacaktır. Burada böyle bir durum olmadığını söylemişsiniz.

Gerçekten de toplumumuzda “yediği halde kilo alamamak”tan muzdarip azımsanamayacak sayıda kişi vardır. Burada iyi bilinen bir kuralı hatırlamakta fayda var: Yeterli beslenen, herhangi bir sindirim ve emilim bozukluğu (malabsorpsiyon) olmayan ve tükettiği gıdalardan elde ettiği kalori değeri, bazal metabolizma hızı ile egzersizle harcadığı toplam enerji miktarını aşan her kişi kilo alır. Dolayısıyla “yediği halde kilo alamadığını” söyleyen bir kişide 3 olası sebep akla getirilmelidir:

-Sindirim ve emilim bozuklukları
-Artmış bazal metabolizma hızı
-Aşırı egzersiz

Kişide herhangi bir sindirim veya emilim bozukluğu olup olmadığını anlamak için, çeşitli kan ve dışkı testleri yapılabilmektedir. Bazal metabolizma hızı, birçok faktörlere bağlı olarak artabilir. Kişinin yapısal olarak bazal metabolizma hızı yüksek olabilir. Bunun yanında mesela tiroid hormonları ölçülerek kişide "hipertiroidi" olup olmadığına bakılmalıdır, zira tiroid hormonlarındaki artış da bazal metabolizmayı hızlandırmaktadır. Yine kişinin egzersiz durumu, farkında olamasa da kilo almasını engelliyor olabilir. Katıldığım bir kongrede şöyle bir çalışmadan bahsedilmişti: Zayıf ve kilolu öğrencilere pedometre takılmış ve gün içinde toplam kaç adım attıkları ölçülmüş. Sonuçta zayıf kişilerin, kilolu olanlara göre istatistiksel açıdan anlamlı şekilde daha fazla adım attıkları tespit edilmiş.

Son olarak yakın çevremden bir not: Yediği halde kilo alamayan bir çalışanımızda (ki çok fazla çalıştığını söyleyemeyeceğim), gereken tüm tetkikler yapılmasına rağmen herhangi bir patoloji tespit edilemedi. Sonuçta bu kişiler “normal genetik varyasyon” olarak kabul ediliyorlar.

(1) World Health Organisation. Report of a WHO consultation on obesity. Geneva, 1997.

teşekkürler allah razı olsun hekim kardeşim :)

MERHABA;
BEN 6 AY ÖNCE AMELIYAT GECİRDİM.ŞAH DAMARIM ÜZERİNDEN TÜMÖR ALINDI ŞAH DAMARIMA VE SİNİRLERE YAPIŞIK OLDUGUNDAN AMELİYAT SIRASINDA SINIRLERIME ZARAR VERILMIS VE BUNDAN DOLAYI HER YEMEK YEDİĞİMDE HER BİRŞEY İÇTİĞİMDE FECİ Bİ ACI HİSEDİYORUM BU 1 GÜN 2 GÜN 3 GÜN DEGIL 6 AYDIR YANI AMELIYAT OLDUGUMDAN BERI BU ACIYI CEKIYORUM HERSEYI YIYEMEME GİBİ Bİ DURUMUMDA VAR DAHA TATSIZ SEYLERI TERCİH EDİYORUM.GİTTİĞİM NÖROLOJİ DOKTORU BANA SİNİRLERİ UYUSTURMAK İÇİN İLAÇ VERİYOR Bİ SÜREDİR BU İLACI KULANIYORUM TAHMİN EDERSİNİZKİ BUDA BENİM BÜTÜN HAYATIMI ETKİLİYOR.İLACIN ETKİSİ OLUYORMU DERSENİZ OLMUYOR NE YAZIKKI ZATEN ACINI GECIRMEZ AMA AZALTIR DENİLİYOR...BU SORUNUMLA İLGİLİ SİZİNDE YORUMLARINIZI BİLMEK İSTİYORUM.ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM

Değerli kardeşim,

Tıp dilinde yutma güçlüğüne "dysphagia (disfaji)" adı verilir.

"Postoperative dysphagia (ameliyat-sonrası disfaji, postoperatif disfaji)" ise birtakım ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen ve sık karşılaşılan bir komplikasyondur.

Özellikle boyun bölgesini ilgilendiren cerrahi girişimler sırasında, glossofaringeal, hipoglossal, süperior laringeal, rekürren laringeal ve -çeşitli seviyelerde- vagus sinirinin hasar görme riski oldukça yüksektir. Etkilenen sinire göre, yutma güçlüğünün karakteri de değişebilir. Mesela, hipoglossal sinir hasar gördüğünde yutmanın oral evresi etkilenirken; süperior laringeal sinir hasar gördüğünde yutağı ilgilendiren kaslarda işlev kaybı ortaya çıkabilmektedir.

Bir grup Amerikalı araştırmacı tarafından yapılan bir çalışmaya göre (1), anterior servikal spin cerrahisi olan hastaların,

[list]
[*]ilk ay %50.2'sinde
[*]ikinci ay %32.2'sinde
[*]altıncı ay %17.8'inde
[*]onikinci ay %12.5'inde
[/list]

yutma güçlüğü tespit edilmiş.

Dikkat edersen, zamanla bir azalma söz konusu...

Gerçekten de uzun-dönem çalışmalar, 12 aydan sonra yutma güçlüğünün son derece nadir olduğunu göstermektedir. Ancak yutma güçlüğü 1 yıl içerisinde düzelmeyen bu vakalarda artık hasarın "kalıcı" olduğu da kabul edilmektedir.

(1) Bazaz R, Lee MJ, Yoo JU. Incidence of dysphagia after anterior cervical spine surgery: a prospective study. Spine, 27(22):2453-8, 2002.

Sizi online görmüşken sorayım istedim değerli Hekim kardeşim.

Bir hafta öncesi daha önce hiç şikayetim olmamışken ani başlayan mide ağrısıyla güne uyandım.
Üç gün süresiz ağrı çektim.Çok az hafifleyip kramplar halinde devam etti bu ağrılar.
Acısına dayanamayıp gece acile gittiğimde bir iğne vurdular ama nafile hiç kesilmedi ağrı.Ertesi gün dahiliyeye gittiğimde ağrı nedeninin stres kaynaklı veya mikrop almış,yada hazımsızlık olabiliceğini söyledi dr.
İlaçları yazıp verdi ama tam teşhis için endoskopi yaptırmamı söyledi.
Ben korkumdan çekimser baktım endoskopiye tabi.

Ekşi,asitli içecek,acılı yiyecekler tüketmediğim halde bu ani ağrı nedeni beni çok yordu.(Bu ağrı başlamadan önceki akşam bir üzüntü yaşamıştım)

Şuan dr.un verdiği ialçları burdan yazmıyorum ama mide şişkinliğim devam etsede ağrılarım hafiflemiş durumda.Arada bir mide bulantısı oluyor.
Yediklerime dikkat ediyorum ki zaten öncedende sakıncalı yiyecekler tüketmiyordum.


İsterseniz bana verilen ilaçların adını özelden yazarım.
Şimdi bu durumda tekrar dr.a gitmemi endoskopi yaptırmamı önerirmisiniz.
Bilgilendirirseniz çok sevinirim.

Değerli asude kardeşim,

"Mide ağrısı", "mide şişkinliği", "mide bulantısı" şeklinde tarif ettiğin şikayetler, dispeptik şikayetlerdir.

Dispepsiye neden olabilecek pek çok durum vardır. Mesela ülser bunlardan birisidir ve doktorunuzun istediği endoskopi tetkiki ile böyle bir lezyonun olup olmadığı görülebilir.

Yaşadığınız ani duygusal stres, bir ülser ağrısını tetiklemiş olabileceği gibi, tek başına da dispeptik şikayetlerinizin sorumlusu olabilir. Beyin ve sindirim sistemi arasında "brain-gut axis" adı verilen ve ayrıntıları tam olarak aydınlatılamamış yakın bir ilişki vardır; kişinin duygusal durumu sindirim sisteminin çalışmasını etkileyebilmektedir.

Doktorunuzun tavsiyeleri doğrultusunda istenen tetkikleri yaptırmanızı tavsiye ederim.

Geçmiş olsun.

ben bi ey sorcam,2 haftaya yakın zamnadır karın agrısı ve mide sıkıntıları yaşıyorum.ayın (19ocak) pazartesi sanırım doktora gittim,bana ulturasona gitmem için randevu tarihi verildi.ben sadece perşembesine baktım,perşembe günü bi gittim,çalışan kız demesinmi,19 mart perşembe günü geliceksiniz demesinmi.bu işin başka bir alternatifi yokmu.ben o vakte kadar belkide iyileşirim.bu daha dogudaki hastanelerin iyileştirilmiş hali.


Hastalıklar ve Tedavi yöntemleri

MollaCami.Com