Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Naat Tavsiyesi
Selamün Aleyküm arkadaşlar. Bir dernek tarafından düzenlenen bir naat yarışmasına katılacağım. Bu dernekte görevli öğretmen beni soktu neyse. Sizde istediğim Peygamber Efendimizi çok güzel tasvir eden bir Naat söylermisiniz. şimdiden TEŞEKKÜRLER...
Aleyküm selam..
Nurullah Genç ve Arif Nihat Asyanın ikiside çok güzel, Arif Nihat Asya'nın şiiri fazla kullanıldığı için Nurullah Genç'i öneririm.
Aleyküm selam..
Nurullah Genç ve Arif Nihat Asyanın ikiside çok güzel, Arif Nihat Asya'nın şiiri fazla kullanıldığı için Nurullah Genç'i öneririm.
Teşekkür ederim
hayırlı olsun kardeşim
inşllh başarılı olursun
Bu konuda Meşhur olarak Fuzuli,şeyh galip,alvarlı efe,yaman dede hazretlerinin daha birçok büyüklerimizin naâtleri var.Kardeşlerimiz günümüzde çok bilinenleri zikretmişler aynen katılıyorum.İlave olarak aşağıdaki naâtleri paylaşmak istedim.
Efendimizin (s.a.v.) Şefaatine nail olmak temennisi ileâ¦â¦â¦â¦
Ruhum Sana Aşık (Efendim)
Rûhum sana âşık, sana hayrandır Efendim,
Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim.
Ecrâm ü felek, levh-u kalem, mest-i nigâhım,
Dîdârına âşık ulu Yezdân'dır Efendim.
Mahşerde nebîler bile senden medet ister,
Rahmet, diyen âlemlere, Rahman'dır Efendim.
Kıtmîriniz ey Şâh-ı rüsûl, kovma kapından,
Âsîlere lûtfun yüce fermândır Efendim.
Tâ arşa çıkar her gece âşıkların âhı,
Medheyleyen ahlâkını Kur'an'dır Efendim.
Aşkınla buhurdan gibi tütmekte bu kalb im,
Sensiz bana cennet bile hicrândır Efendim.
Doğ kalbime bir lahzacık ey Nûr-i dilârâ
Nûrun ki gönül derdime dermândır Efendim.
Ulvî de senin bağrı yanık âşık-ı zârın
Feryâdı bütün âteş-i sûzândır Efendim.
Ali Ulvi Kurucu
Sana Geldim
Sana geldim içimde gül rengi bir şafakla,
Sana geldim saçımda sadef renginden akla.
Sana geldim ruhumu güllerle donatarak,
Sana geldim sevdayla alev alev yanarak.
Sana geldim çöllerden Yakublar ülkesinden,
Sana geldim Musâlar ve isâlar ilinden.
Sana geldim aşk koru; içimde altın rengi,
Örerken ümit yüklü bir mahşeri ahengi.
Sana geldim aşkımı ışık demeti yapıp,
Sana geldim Ya Rasûl, sana geldim ey habib.
Sana geldim bu halde, yoktur ismi melâlde,
Hüzünlü bir iklimde sana geldim bu hâlde.
Bu halim perişandır, yıkık dökük perişân,
Ama sana gelmekle alır insan binbir şân.
Hem nişan alır nurdan, kalbine aşk buhurdan,
Sana gelen yolcunun yüreği ince kıldan.
Sana geldim bu hâlde, saç sakalım karışık,
Sana geldim içimde ağlar derbeder aşık.
Sana geldim tut beni, kovma şefaatinden,
Kovma gedalarına sunduğun devletinden.
Kovma aşkından beni, ağyara kovma beni,
Bir ömür sevmek bana şart olsun sâde seni.
Başkasına kaymasın bu hercai yüreğim,
Sensin benim sonsuza kadar tek bir dileğim.
Sensin, senin aşkındır, acılarıma merhem,
Sensin, benim sevgilim Ey Nebiy-yi Muhterem.
Yunus AHMED
Naat
Seccaden kumlardı..
................................
................................
Yüreklerden taşsın
Yine, imanlar!
Itrî, bestelesin Tekbîrâini;
Evliyâ, okusun Kurâânâlar!
Ve Kurâân-ı göz nûruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osmanâlar
Naâtını Galip yazsın,
Mevlidâini Süleymanâlar!
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinanâlar!
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!
Arif Nihat Asya
EFENDİM!...
Sultân-ı rüsûl, şâh-ı mümeccedsin Efendim!...
Bîçârelere devlet-i sermedsin Efendim!...
Dîvân-ı İlâhîde ser-âmedsin Efendim!...
Menşûr-ı leâamrüke müâeyyedsin Efendim!...
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedâsin Efendim!
Hakâdan bize sultân-ı müâeyyedsin Efendim!...
Tâbiş-geh-i ervâh-ı mücerred güherindirâ¦
Mâlişgeh-i ruhsâr-ı melik hâk-i derindirâ¦
Ayîne-i dîdâr-ı tecellî nazarındırâ¦
Bû Bekr Ömer, Osmân ü Ali yârlarındırâ¦
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedâsin Efendim!
Hakâdan bize sultân-ı müâeyyedsin Efendim!...
Hutben okunur minber-i iklîm-i bekâdaâ¦
Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-i cezâdaâ¦
Gülbâng-i kudûmun çekilir Arş-ı Hudââdaâ¦
Esmâ-i Şerîfin anılır arz u semâdaâ¦
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedâsin Efendim!
Hakâdan bize sultân-ı müâeyyedsin Efendim!...
Ol dem ki velîlerle nebîler kala hayrânâ¦
âNefsîâ deyü dehşetle kopa cümleden efgân.
Yeâs ile usâtın ola ahvâli perîşân.
Düstûr-ı şefââatle senindir yine meydanâ¦
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedâsin Efendim!
Hakâdan bize sultân-ı müâeyyedsin Efendim!...
Bir gün ki dalıp bahr-ı gama-ı firkate gittim.
İlden yitirip kendimi, bîhodluğa yitdim.
İsyânım anıp, âkıbetimden hazer itdim:
Bu matlââı yâd eyledi bir seyyid işitdim.
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedâsin Efendim!
Hakâdan bize sultân-ı müâeyyedsin Efendim!...
Ümmîddeyiz yeâs ile âh eylemeyiz biz!
Sermâye-i îmânı tebâh eylemeyiz biz.
Bâbun koyup ağyâre penâh eylemeyiz biz.
Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz.
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedâsin Efendim!
Hakâdan bize sultân-ı müâeyyedsin Efendim!...
Bî-çâredir ümmetlerin isyânına bakmaâ¦
Dest-i red urup, hasret ile Dûzâha kakmaâ¦
Rahm eyle amân, âteş-i hicrânına yakmaâ¦
Ez-cümle kulun Gâlib-i pür-cürmü bırakma.
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedâsin Efendim!
Hakâdan bize sultân-ı müâeyyedsin Efendim!...
Şeyh Galip
EFENDİM!...
(Resullerin Sultanıâsın, övülmüş Şahâsın Efendim!...
Çaresizlere, değişmez sürekli devletsin Efendim!...
İlâhî divanda en başta gelensin Efendim!...
âLeâamrükeâ emr-i ilâhîsiyle ebedîsin Efendim!...)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedâsin Efendim!....
Hakâtan bize doğrulanmış Sultanâsın Efendim!....)
(Pırıltılı yerde (üstün) ruhlar (arasından seçilmiş) cevhersinâ¦
Kapı eşiğinin toprağı, meleklerin yüz sürdüğü yerdir...
Senin baktığın yerlere yüzünün nuru yansırâ¦
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali dostlarındırâ¦)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedâsin Efendim!....
Hakâtan bize doğrulanmış Sultanâsın Efendim!....)
(Bakî âlem minberinde hutben okunur.
Ceza gününde, (büyük) mahkemede hükmün tutulurâ¦
Huda arşında toplu halde (sana) salâvat çekilirâ¦
Arz ve semada güzel isimlerin anılır
Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedâsin Efendim!..
Hakâtan bize doğrulanmış Sultanâsın Efendim!..)
(O vakit ki nebîler, veliler (sana) hayran kalırâ¦
Dehşetle cümle (insanlar), âNefsîâ diye korkuya kapılır.
Ümitsizlik içerisinde günahkârların hâli perişandır.
Müsaade olunan şefaatle senindir meydanâ¦)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedâsin Efendim!....
Hakâtan bize doğrulanmış Sultanâsın Efendim!....)
(Bir gün ki gam denizinde ayrılık fikrine dalıp gittim.
Kendimi kaybedip mana ikliminde yittim.
İsyanımı anıp akıbetimden korktum.
Bu matlaâı yâd eyledi,(okudu) bir seyit işittim.)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedâsin Efendim!....
Hakâtan bize doğrulanmış Sultanâsın Efendim!....)
(Ümitteyiz, ümitsizlikle ah eylemeyiz biz!
İman sermayesini harap eylemeyiz biz.
(Ey Rasûlullah!) kapını koyup gayrisine sığınmayız biz.
Sen muhafaza ederken başka yere bakmayız biz.
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedâsin Efendim!....
Hakâtan bize doğrulanmış Sultanâsın Efendim!....)
(Biçaredir, ümmetlerinin isyanına bakmaâ¦
Ret elini verip hasret ile cehennemde yakmaâ¦
Merhamet eyle, aman hicran ateşine yakmaâ¦
Ümmetlerinden çok günahı olan Galipâi bırakma.)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedâsin Efendim!....
Hakâtan bize doğrulanmış Sultanâsın Efendim!....)